Muğla’nın Bodrum İlçesi Yalıkavak
Beldesi’nde 2 yıl önce turizmci Ahmet Bayer’in villasının terasından
düşüp ölen 2003 yılı Miss Model Of The World (Mankenler Kraliçesi)
yarışması birincisi 32 yaşındaki Aslı Baş’ın, ikinci bilirkişi raporunda
da cinayete kurban gittiği belirtildi. Baş’ın önce sırtına ve başının
arkasına sert bir cisimle vurulduğu, boynunun kırıldığı, ardından kucağa
alınarak terastan atıldığı ifade edildi.
Manken Aslı Baş, 21 Temmuz
2010 tarihinde saat 02.30 sıralarında vurgun yediği için tekerlekli
sandalyeye mahkum yaşayan turizmci 55 yaşındaki Ahmet Bayer’in Yalıkavak
Beldesi’ndeki tatil köyü içindeki villasının 6.5 metre yüksekliğindeki
terasından düşerek yaşamını yitirdi. Genç mankeninin ölümüyle ilgili
olarak Ulusal Kriminal Büro Adli Kriminal İnceleme ve Raporlama Kuruluşu
tarafından geçen 19 Nisan’da hazırlanan ön bilirkişi raporunda, 'Kadın
düşmüyor, atlamıyor, atılıyor' ibaresi üzerine, turizmcinin oğulları 25
yaşındaki Hakan Bayer ve 23 yaşındaki Volkan Bayer geçen 29 Ağustos’ta
tutuklandı.
Olayla ilgili 30 Ekim 2012 tarihinde yine aynı
kuruluş tarafından hazırlanan 172 sayfalık detaylı ikinci bilirkişi
raporunda da manken Baş’ın cinayete kurban gittiği belirtildi. Bodrum
1’inci Sulh Ceza Mahkemesi, geçen 8 Kasım’da görülen davanın
duruşmasında, Muğla Cezaevi’nde tutuklu bulunan Volkan Bayer’i yurtdışı
yasağı koyup, adli kontrollü olarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest
bıraktı. Hakan Bayer’in ise tutukluluğunun devamına karar verdi.
BAŞINA SERT CİSİMLE VURULUP, ATILMIŞ
Mahkemeye
ulaşan ikinci bilirkişi raporu ve villada cansız mankenle yapılan
tatbikatın ardından olaydaki sır perdeleri de yavaş yavaş tüm detayları
ile gün yüzüne çıkmaya başladı. Raporda, manken Baş’a ait, notebook,
pasaport, telefon, facebook hesabı ve 12 saatlik kamera kayıtlarının
dökümlerine de yer verildi. İkinci bilirkişi ve cansız mankenle yapılan
prova raporlarında, manken Baş’ın düşme veya atlama değil 'atılma'
sonucu öldüğü vurgulandı. Genç mankenin, önce sırtına ve başının
arkasına sert bir cisim ile vurulduğu, boynunun kırıldığı, ardından
kucağa alınarak terastan atıldığı ifade edildi.
20 sorunun yanıt
beklediğinin belirtildiği raporda, "Manken Baş’ın başının sol arka
bölgesinde kemiğin kırılarak içeri göçmesiyle oluşan göçük yere düşme
ile değil, vurma sonucu meydana gelmiş. Büromuzun kanaatine göre Aslı,
kuvvetle muhtemel baygın veya darbelenmiş halde atılmış. Boynundaki
kırılmanın ise yukarıdada meydana gelmiş olabileceği göz önünde
bulundurulmalı" denildi.
Bilirkişi raporunda Aslı Baş’ın tam olarak saat 02.33.37’de düştüğünün belirlendiğine de yer verildi.
ŞÜPHELİ HAREKETLER KAMERALARA TAKILMIŞ
Raporda,
atıldığı ve ölümün meydana geldiği saatlerin ardından delil karartmaya,
delillerin yerini ve şeklini değiştirmeye, saklamaya, silip yıkamaya,
yıkayanın ifadesine göre yıkatılmaya çalışıldığı, mekanda var olan
kişilerden başkaca kişilerin de kameralara yansımayan bir takım
yerlerden mekana giriş çıkış yaptıkları, anlamsız ve olmaması gereken
bazı hareketlerin şüphe ve dikkat çekici bulunduğu da vurgulandı.
Düşmenin hemen ardından bir kişinin çalıların arasına bıraktığı cismi,
gündüz saatlerinde bir kadının aldığının, kamera görüntülerinden tespit
edildiğine de raporda yer verildi. Raporda bu cismin Baş’ın baş ve
sırtına vurulan cisim olabileceği de öne sürüldü.
KUCAKTA TAŞINIP ATILMIŞ
Raporda,
görüntü kayıtlarındaki düşüş pozisyonundan manken Baş’ın kucakta bir
hasta gibi taşınıp atıldığının anlaşıldığı belirtildi. Genç mankenin
düşme sırasında çok kuvvetle muhtemel kendinde olmadığı, baygın olduğu
izleniminin hareketsizliğinden anlaşıldığı da raporda kaydedildi.
YAŞAM DOLUYMUŞ
Bilirkişi
raporunda, Hakan Bayer, Nilgün Okur, Beyhan Strasser ve Melis Murat’ın
olayın tam merkezinde oldukları, hepsinin de yaşananları gördükleri öne
sürüldü. Bu kişilerle birlikte Bayer’in şoförünün de şüpheli durumunda
olduğu vurgulandı. Bayer, oğulları ve tanıkların ifadelerinde agresif,
sinirli, psikilojik tedavi gören, asabi biri olarak tanımlanan manken
Baş’ın raporda, görüntülü telefon ve notebook çözümlerinden ve hakkında
bilgi alınan arkadaşlarından edinilen kaanatin ise intihara meyilli
olmadığı, munis, uysal, saf, intihar değil yaşam insanı olduğu ve
istismarcı kişiliğe sahip olmadığına yer verildi.
RAPORDA YANIT BEKLEYEN SORULAR
1) Hakan Bayer, olay günü saat 15.00’ten sonra babası Ahmet Bayer’i tam 36 saat hiç aramıyor. Babası da Hakan’ı aramıyor?
2)
Hakan Bayer, olay günü ve ertesi gün güvenlik kamerası kuruluşunu
arıyor. Ardından da bu kuruluşa altı kez mesaj çekiyor. Neden?
3) Olay yerini ve havuzlu bahçe katını gören kamera neden yok?
4) Evin içini ve tahta perdeyi gören kameralar da yok neden?
5) Hakan Bayer verdiği ifadede Aslı’yı ambulansa taşıdıklarını söylüyor ama bu görüntülerde Hakan yok?
6)
Volkan, ‘Aslı ile samimiyetim yoktu’ diyor ama 00.59’da merdiven
başında Aslı’ya ya tokat atıyor veya benzer davranışta bulunuyor, bu iki
defa oluyor?
7) Aslı’nın HTS’si (Konuşma dökümü) nerede? Gelmediyse neden sorulmuyor? Geldiyse kaybolmuş olabilir mi?
8)
Aslı, Ahmet Bayer’in dediği gibi şayet abisine gidecek ise ölmeden
önceki son hareketi harici elbise giymek olmalıydı. Oysa saat 01.48’de
soyunup üstünde öldüğü andaki kıyafeti ile havuzlu kata çıkarmıydı?
9) DVR’lar (kamera sistemi) kurulurken aynı kapasitede HD’lere sahip olması gerekir. Neden farklı? Farklı hardiskler mi sunuldu?
10) Olayın hemen ardından neden sadece üç kişinin ifadesi alınıyor? Mekanda olduğu söylenen kişilerin ifadeleri alınmıyor?
11)
Ahmet, Hakan, Nilgün ve Beyhan’ın vücutları neden incelenmiyor? Bir
boğuşma izi neden aranmıyor? Yaralıda otopsi izi aranıyor fakat akla
bunun bir intihar olmayabileceği ihtimali neden akla getirilmiyor?
12)
Aslı’nın olay anından iki üç dakika önce konuşurken saati kolunda.
Ancak, düştüğü yerde kolunda saati bulunmuyor? Ardından hastanede teslim
edilen malzemeler arasında saat tekrar ortaya çıkıyor? Bu nasıl oluyor?
13)
Ahmet Bayer, Aslı’nın telefonunun bozuk olması nedeniyle kendisinin
telefonunun kullandığını söylüyor ama buda doğru çıkmıyor?
14) Olayda ifade verenlerin çelişkili ifadeleri ve bazı konuları ezberlercesine aynı şekilde tekrar etmeleri tesadüf müdür?
15)
Görüntülere yansıyan ve M.’nin çalıların içerisine bıraktığı cisim
üzerinde taşınması veya elinde görülmesi sıkıntı yaratacak bir şey
midir? Neden saklanıp, sonradan yerinden alınmış ve yok edilmiştir? O
cisim nedir?
16) Duvar üzerinde bulunan 80 santimetre
yüksekliğinde ve 1 metre genişliğindeki dikenli bitkilerin arasından
geçerken çıplak vaziyetteki bacaklarını yırtması veya çizerek kanatması
gerekmez miydi?
17) 6,5 metre yüksekten düşen 1.85 boyundaki
Baş’ın boyuda hesaba katıldığında 8.35 metre yüksekliğe ulaştığı için
düşme anında vücut ağırlığıda hesaba katılarak kafatasının yarısının
kırılması gerekirdi,
18) Yüz üstü atlama pozisyonunda ellerin avuç
içleri zarar görmesi gerekirdi, oysaki tam tersi olmuştur. Sol el avuç
içerisinde çizikler olduğu bununda düşme esnasında yine sol elini
kullanarak muhtemelen duvardan tutunmak istediği esnada meydana geldiği.
19)
Tanıklardan Nilgün Okur’un beyanlarını şüphelidir. Okur, Baş’ın çitin
içerisine girdiğini ve buradan uzun bacakları ile atlar vaziyette
geçerek kendisini boşluğa bıraktığını beyan etmektedir. Okur’un
ifadesinde olayı gizlediği açıkca görülmektedir. Çünkü Aslı Baş
anlatıldığı gibi ayağında parmak arası terlikler ile hem de çim bir
zemide koşması mümkün olmamakla birlikte, bahçe duvarı etrafındaki
dikenli bitkili çitin içinde geçmesi halinde bacaklarında mutlaka
çizikler olması gerekirdi,
20) Görgü tanıklarının ifadelerinde
hepsi ağız birliği yapmış gibi Aslı Baş’ın bir şişe şarap içtiğini
bundan sonrada psikolojik nedenlerinden dolayı hap kullandığını beyan
etmektedir. Oysaki raporlarda buna rastlanmamıştır.
DHA
Mankenin ölümünde ikinci rapor 'cinayet' dedi
13 Kasım 2012 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder